Dizilerdeki Evleri İnceliyoruz: Kral Kaybederse
Geçtiğimiz Şubat ayından beri Salı akşamları izleyiciyle buluşan yeni dizi Kral Kaybederse, şimdiden Türkiye’nin en popüler yapımları arasında. Dizinin başrollerini ünlü oyuncular Halit Ergenç, Aslıhan Gürbüz, Nilperi Şahinkaya ve Cannes Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü alan Merve Dizdar paylaşıyor. 90’lı yılların karizmatik ve gösterişli hayatını gözler önüne seren senaryo, ekranlarda görmeye pek de alışık olmadığımız mimari görüntüleriyle epey ilgi çekici. Bu yazımızda Kral Kaybederse’nin birbirinden alımlı mekanlarına birlikte göz atıyoruz.
Dizilerdeki Evleri İnceliyoruz: Uzak Şehir >
Kral Kaybederse Konusu
Kral Kaybederse, Yalı Çapkını dizisine ilham veren kitabın da yazarı Gülseren Budayıcıoğlu’nun aynı isimli romanından uyarlama. Dizi, Halit Ergenç’in canlandırdığı karizmatik, zengin, ve güçlü Kenan Baran adlı karakterin sadakat ve ihanete dayalı ilişkileri etrafında dönüyor. Kitabın sonunda Kenan, tüm parasını ve gücünü kaybetmiş bir halde huzurevinde yalnız bir hayata mahkum oluyor.
Ama dizinin başladığı günlerde Kenan Baran öyle cazibeli bir karakter ki, etrafındaki insanlarda ancak bir kralın uyandıracağı türden bir saygı ve hayranlık uyandırıyor. Bu kralvari havası, etrafındaki kadınlarla kurduğu ilişkileri oldukça ilginç hale getirmiş. Başka bir kadınla yasak aşk yaşarken sokakta yeni kadınlarla flörtleşiyor, karısına karşı sevecen tavırlar sergiliyor, ve hiç tanımadığı başka kadınlara kol kanat geriyor. Dizi, bu ilişkilerin evrimini ve kralın zirveden yavaş yavaş düşüşünü konu alıyor.
Kral Kaybederse Nerede Çekiliyor?
Kral Kaybederse 1990’lı yılların İstanbul’unda geçiyor. Ama bazı sahnelerde eski model sarı taksileri, tüplü televizyonları, ve ankesörlü telefonları görene kadar bir dönem dizisi olduğunun pek de farkına varmayabilirsin. Sahneler çoğunlukla Kenan Baran ve eşinin evinde ve 90’ların ünlü kulüplerinden birinde geçiyor. Döneme hakim olan sıcak renkli kumaşlar ve ahşap mobilyaları neredeyse tüm mekanlarda görüyoruz. Bu anlamda dizinin dizayn ve dekorasyonunun son derece sıcak, hatta samimi bir havası var. Artık “vintage” olarak nitelendirdiğimiz birçok tarza ve objeye bol bol yer verdiğinden, dizinin mekanları seni nostaljik bir yolculuğa çıkaracak.
Kenan Baran’ın Evi
Aslında ne kadar zengin ve iddialı bir karakter olduğunu düşünürsek, Kenan Baran’ın evi şaşırtıcı derecede mütevazı. Bunu eşi Handan’ın alçak gönüllü karakterine borçluyuz. İstanbul Boğazı’na karşı çok da büyük olmayan bir evleri var. Salondaki desenli duvar kağıdı ve perdelerin üzerindeki sütlü kahve rengi ahşap kirişler, 90’ların en ikonik dizayn unsurlarından. Krem rengi ve ahşap ağırlıklı oda, çiftin soylu ve bir o kadar da sade zevkini yansıtıyor bize.
Klasik bir tarza sahip koltuklar, turuncu, kiremit, bordo ve bakır renklerin yoğun olduğu kadife kırlentler ile renklendirilmiş. Bu da odanın geri kalanında gördüğümüz farklı ahşap tonlarıyla güzel bir uyum yakalıyor. Camlı vitrin ve camlı kapılar çocukluğundan tanıdık gelmiş olabilir. Bunlar yine dönemin iç mimarisini yansıtan tasarımlardan seçilmiş.Büyük camların etrafına yerleştirilmiş parlak yeşil yapraklı bitkiler de boğaz manzarasıyla birlikte salona ferah bir hava katmış. Büyük abajur, sehpalardaki küçük vazolar, ve tablolardaki mavi renkler de odanın fazla klasik ve kasvetli olmasını engellemiş.
Salondaki desenli duvar kağıdının yatak odasında da devam ettiğini görüyoruz. Birbiriyle kontrast oluşturan renklerin uyumlu bir şekilde kullanıldığı oda, biraz daha farklı bir tarza sahip. Parlak siyah paravan ve keskin hatlara sahip altın sarısı şifonyer, odanın genel klasik havasına heyecan getirmiş. Açık mavi kadife berjerler ve toz pembe kalın perdeler ise pastel görüntüleriyle bu objelere kontrast oluşturuyor. Yatak odasının da salon gibi fazla geniş olmadığını görüyoruz. Odanın bu karşıt detayları, Handan ve Kenan’ın zıt kişiliklerini hatırlatıyor.
Evin mutfağının gösterişten epey uzak olduğunu fark edebilirsin. Sade ahşap mutfak dolapları ve yarıya kadar yükselen fayanslar, 90’ların bereketi ve aile sıcaklığını anımsatan mutfak stilini yansıtıyor. Mutfak adasında zarif cam servis tabaklarında sergilenen meyve ve pastalar bu atmosferi tamamlayıcı nitelikte. Aynı zamanda Handan’ın anaç ve ilgili mizacıyla da uyumlu.
Kulüp
Kenan Baran’ın en sık uğradığı mekanlardan olan kulübe entelektüel bir gösteriş ve soyluluk hakim. Oyun odasında ahşap panellerle kaplı duvarlar ve yumuşak sarı tonlu ışıklar sıcak bir ortam oluşturuyor. Petrol yeşili kalın perdeler ve hardal sarısı deri koltuklar ise cesur renkleriyle iddialı ve maskülen bir çizgi yakalamış. Bu da genellikle erkekler tarafından kullanıldığını gördüğümüz odanın atmosferi ile gayet uyumlu olmuş. Ahşap dolapların birinin üzerindeki tüplü televizyon 90’lı yıllara dikkat çekiyor.
Kulübün geniş yemek salonuna çok daha yumuşak renkler hakim. Krem rengi desenli duvar kağıdı ve toz pembe kumaş kaplı sandalyeler, daha davetkar ve sıcak bir atmosfer yaratmış. Beyaz masa örtülerinin üzerinde klasik tarzda kadehler görüyoruz. Odaya elit bir tarzın hakim olduğunu söyleyebiliriz. Salonun diğer tarafındaki tamamı ahşap barın raflarını süsleyen kristal kadehler ve bardaklar, hemen yukarısındaki kristal ve oldukça gösterişli avizeyle bütünlük oluşturuyor.
Kulübün en ilginç dizayn unsuru, hafif buzlu ve desenli camlar. Her iki odada da gördüğümüz camlar hem klasik bir hava katıyor, hem de odanın dışarıdan görünmemesi için kullanılıyor. Bu da kulübün müdavimlerinin korunan özel hayatını simgeliyor. Kulübün ayrıcalıklı havasını yansıtmak için çok yerinde bir seçim.
Kenan Baran’ın Ofisi
Yine ahşap kaplı duvarlar gördüğümüz ofis, beyaz ve spot ışıklı tavanı sayesinde ferah bir ambiyansa sahip. Koltuk ve sandalyelerdeki bordo kumaş tercihi önceki odalardakine benzer sıcak bir enerji yaratıyor. Haşmetli çalışma masası, sert hatlarıyla odanın merkez objesi niteliğinde. Üzerindeki kristal sürahi ve kum saati gibi cam biblolar ise zarif ve sofistike bir hava yaratıyor.
Entelektüel anlamda iddialı olarak tanıdığımız Kenan Baran’ın masasının sağındaki ahşap konsolun üzerinde 90’ların gözde objelerinden müzik çalar ve pikap görüyoruz. Bunlar, Kenan’ın ince zevklerini yansıtıyor. Eski tipteki bilgisayarın ise masanın üzerinde değil yandaki bir rafta olması, bu dönemde elektronik aletlerin çok daha az öneme sahip olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
Görsel Kaynaklar: startv.com.tr