Yabancı Dil Öğrenmenin Çocuk Gelişimi Üzerindeki Muhteşem Etkileri
Armut’taki başarılı hizmet verenlerden Psikoterapist Dr.Hüseyin Doğan Armut Blog’a konuk oldu ve yabancı dil öğreniminin çocuk gelişimi üzerindeki etkilerini anlattı.
1. Bir “lisan” bir insan, İki lisan “binlerce imkân”.
Bir lisan, binlerce yıllık kültür sonucunda ortaya çıkıyor ve gelişiyor. Bu yüzden bir kültürü oluşturan en önemli temel faktör lisan yani dildir. Dolayısıyla bir dil öğrenirken bir kültürü öğrenmiş oluyoruz. Sonuçta size ait olmayan bir kültürü öğrendiğinizde ise aslında yeni bir insan ortaya çıkmış oluyor. Dünyaya bakışımız, olayları ele alışımız ve karar verme şeklimiz yeniden şekilleniyor.
Bununla birlikte ikinci bir lisanı öğrenmek yeni dünyaların ve kültürlerin kapısını açarak özellikle çocuklarımızın ufuklarını geliştirme fırsatları sunmaktadır. İnsanlarla kendi dillerinde konuşabilmek onlarla bağ kurabilmeyi ve aramızda karşılıklı anlayışı geliştirme imkanı verecektir.
Yabancı dil öğrenme herkesin bildiği gibi kültürler arası arkadaşlıklar kurmaya, daha geniş kariyer fırsatları elde etmeye, heyecan verici seyahat maceraları gerçekleştirmeye ve başka insanların dünyaya bakış açılarını anlamaya ilişkin daha derin bir iç görü kazanmaya olanak tanımaktadır. Örneğin, çocuğunuz Mandarin dilini öğreniyorsa dünyada 1 milyardan fazla insanla, İspanyolca’yı öğreniyorsa 450 milyon insanla; eğer İngilizce konuşuyorsa, neredeyse dünya nüfusunun yarısı ile konuşabilme ve iletişime geçebilme potansiyeline sahip olacaktır.
Bununla beraber bu dillerin üretmiş olduğu kültür, bilim ve teknolojiye, bu dillere hakim olmayan kişilere göre çok daha çabuk ve doğru bir şekilde herkesten önce ulaşabilecektir. Bunu bilmek bile çocuğunuza müthiş bir özgüven duygusu kazandıracaktır.
2. Yabancı bir dil öğrenmenin çocukların zihin gelişimine önemli katkıları vardır.
Yapılan çalışmalar göstermiştir ki, ikinci bir dile hakim olan çocukların, tek bir dili bilenlerden daha fazla dikkatlerini odaklayabildikleri, bellek gelişimine olumlu katkı sağladığı ve çoklu görevlerde daha başarılı olduklarını ortaya koymuştur. Bununla birlikte, farklı dilleri konuşurken beynin farklı bölgeleri aktif olmaya başlıyor, İkinci bir dil konuşulurken belleğin kelimeleri tutma kapasitesi özellikle 14-15 yaşlarına kadar iki dile yetecek şekilde bölünürken bu yaşlardan sonra sadece bir dil konuşan kişinin yaklaşık iki katı olacak şekilde bir kapasiteye ulaşıyor. Ana diline yakın düzeyde öğrenilen yabancı bir dil 17-18 yaşından sonra kişiye iki kat daha hızlı bilgi işleme, dikkati odaklayabilme, öğrenme ve algılama hızı kazandırabiliyor.
Ancak bu yararların ikinci bir yabancı dilin erken dönem çocukluk yıllarında öğrenmeye başlaması ile birlikte ortaya çıktığı unutulmamalı. Birden fazla dile maruz kalan bir yaşından küçük bebekler bile, beyinlerinde tek dilli olanlarla karşılaştırıldığında farklı bilişsel yapıları oluşturduğu gösteriyor. Aslında bazı araştırmacılar çocukları erken yaştan itibaren birden fazla dile maruz bırakmanın onların daha zeki olabilmelerin en kolay ve etkili yolu olduğunu savunmaktadır (1, 2, 3)
3. İkinci bir dil edinmek çocukların akademik gelişimlerini hızlandırır.
Yapılan çalışmalar ikinci bir edinmenin okuduğunu anlama ve anladıklarını ifade edebilmeyi hızlandırmada, çalışan bellek dediğimiz bilgiyi öğrenme hızımız üzerinde çok etkili olduğunu göstermiştir. Bu da çocukların akademik başarısına pozitif katkı sağlamaktadır.
4. Çocukların kendi dillerindeki beceri ve yeteneklerini arttırmaktadır.
Yıllar önce insanlar ikinci bir dil öğrenmenin bir çocuğun zihnini karıştırdığını yönünde görüşler ileri sürmekteydiler. Günümüzdeki araştırmalar, yabancı bir dil öğrenen çocukların, kendi dillerinde, standartlaştırılmış testlerde ölçüldüğü gibi, iki dilli olmayan öğrencilere göre daha iyi performans gösterdiğini ortaya koymaktadır. Bununla birlikte, ikinci bir dil öğrenen çocukların daha erken okumaya başladığını ve bu avantajın, ikinci dile maruz kaldıkça arttığı bulunmuştur. (4)
5. Empati becerisini artırmaktadır.
Yapılan yeni bir çalışmada tek dilli ve iki dilli çocukların başkalarını anlama yeteneklerinin farklı olduğunu ortaya koymuştur. Araştırmacılar, ikinci bir dile hakim olan çocukların, diğer çocuklara oranla daha iyi empati becerisine sahip olduklarını bulmuşlardır (5).
6. Yaşla beraber gelişen bilişsel gerilemenin önlenmesine yardımcı olmaktadır.
Bazı çalışmalar, düzenli olarak ikinci bir dil konuşan kişilerin Alzheimer hastalığını ve diğer demans türlerini geciktirebileceğini göstermiştir (6)
7. İletişim becerisini ve çatışma çözme becerisini geliştirir.
İyi bir iletişimin anahtarı iyi bir bağlantı kurmaktır. İyi bir bağlantı kurabilmenin yolu da en azından, birbirinizin dilini anlayabilmekten geçmektedir. Yabancı bir dil öğrenme bir yandan kültürel anlayışı ve dünyayı diğerlerinin gözünden görebilmeyi kolaylaştırırken diğer yandan da bize sağladığı farklı perspektif alabilme becerisi ile birlikte çatışmaların daha kolay üstesinden gelmeye imkan tanımaktadır. Araştırmalar, aynı kişinin, konuştuğu dile bağlı olarak sorulan sorulara farklı cevaplar verebileceğini bile göstermiştir. Yani, eğer gerçekten başka insanlarla sağlıklı iletişim kurabilme, dünyaya onların gözü ile bakabilmeye bağlıysa, onların dillerini konuşabilme, bu kişilerin dünyayı nasıl gördüğünü daha derinden anlamanıza yardımcı olmaktadır.
Çünkü farklı diller beyninizi farklı şekillerde düşünmesi yönünde şekillendirmektedir. Örneğin bazı dillerde, coğrafi koordinatlar - kuzey, güney, doğu ve batı - bir şeyin yerini tarif etmek için kullanılırken, sol ve sağ gibi öznel terimler asla bir şeyin yerini tarif etmek için kullanılmazlar. Bu durum ise o dili konuşan kişilerin olağanüstü şekilde coğrafi yön bulma ve mekânsal yeteneklere sahip olmasına neden olmuştur. (7).
En İyi Yabancı Dil Öğretmenleri Armut’ta
Ücretsiz Fiyat Teklifi Al, Karşılaştır, Sana uygun Olanı Seç!
8. Yaratıcılık yeteneğini geliştirmektedir.
Çocuklarda yaratıcı düşünme becerilerini nasıl gelişir? En etkili yollardan birisi de ikinci bir dil öğrenmektir. Son dönemde yapılan bazı çalışmalar, iki dille hakim olan insanların daha fazla yaratıcılık ve problem çözme becerilerine sahip oldukları ortaya çıkmıştır.
Yabancı bir dil öğrenmek, çocukların dünyayı farklı gözlüklerle görmelerine ve böylelikle yeni ve orijinal bağlantılar kurabilmelerine yardımcı olur. Bir soruna birden fazla bakış açısı ile ele alarak değerlendirebilme yeteneği ise yaratıcı problem çözmenin temel taşıdır. (8)
9. Çocukların sosyo-duygusal gelişimlerini destekler.
İkinci bir karşıdakinin bakış açısı ile olayları anlayabilme becerisini geliştirdiği için başkalarının duygularını da anlamayı kolaylaştırmaktadır. Duygusal gelişimdeki bu hızlı ilerleme ise sosyal gelişimi desteklemektedir. (9)
10. Özgüveni ve özyeterliliği geliştirir.
Özgüven bir kişinin sahip olduğu bir çok kaynağa (beceri, yetenekler gibi) duyduğu genel güven duygusu iken; öz yetkinlik bir kişini bir işi başlatabilmedeki kendine olan güven duygusudur. Yabancı bir dil öğrenme ve bu dili kullanabilme duygusu kişinin kendine olan özgüveni artırarak bu alandaki gelişimi onu başka alanlarda (sosyal, akademik vb.) girişimlerde bulunmasını kolaylaştıracak ve teşvik edecektir.(10)